FİKR-İ FİRARİLER

FİKR-İ FİRARİLER
FİKR-İ FİRARİ ( I )

Blog Listem

Bu Blogda Ara

30 Nisan 2011 Cumartesi

Eller Yukarı

Emekli aylığını almak için sırada bekleyenlerin ızdırabına Tek Çözüm !


Önsöz:
Bu Senaryoyu özel olarak unutulmayan dört dev aktörümüzü ( Türkan Ş, Fatma G. ,Hülya K., ve Filiz A. ) hayal ederek yazdım. Bu dev dörtlüyü seneler sonra aynı kadroda müthiş bir komedide görebilme arzusuyla… Olamazlarsa ne olur? Diğer oyuncuların da ayrı özellikleri var elbette. Sanata ve sanatçılara saygıyla…Mesela Yıldız Kenter gibi…
ELLER YUKARI
2010 Lale Selen
Firuze, Hande, Bilgi ve Nejla senelerdir iyi arkadaştırlar. Güzel, çirkin, iyi, kötü ne varsa paylaşmışlardır. Her biri yaşlanmış ve duldur. Birbirlerine her ne kadar sinir olsalar ve her fırsatta birbirlerini kızdırsalar da yine de ayrı gayrıları olmaz.
Firuze aralarında biraz daha güçlü olanı ve erkeksi tavırlar gösterenidir. Ablaları gibidir diğerlerinin. Hande ise hastalık hastasıdır, fazla sesi çıkmaz, kendi halindedir ama yine de gruptan ayrılmaz. İştahı çoktur ve şeker hastasıdır. Bilgi çok titiz bir yaşlı kadındır, elinden bezi eksik etmez, devamlı temizlik yapar ve buna diğerleri her zaman katlanamaz. Nejla ise saftirik olanıdır, parayı da çok sever, o da iyimserdir ve durmadan olmayan hesabındaki paralarını sayar. Uykusu geldiği her yerde uyuyakalır, bir alışverişte, ayakta veya namaz da olsa bile. Bu dört arkadaşın ortak tek problemi vardır, o da emekli paralarının yetersiz olması. Günlük sohbetlerinde bir tanesi de budur.
Bir bankada maaşlarını almak için birçok yaşlı emekli sırada beklemektedir. Kuyruk bir hayli uzundur. Erkeği, kadını, bastonlusu, sakallısı sırada beklemektedir. İşini bitiren sıradan ayrılıp diğer bekleyenlerle vedalaşıp gitmektedir. Sıradakiler de işi bitenleri geçmiş olsun diyerek uğurlar. Bir yaşlı adamın pantolon cebindeki cep telefonu çalmış ama içerideki uğultudan farkına varmamıştır. Güzel bir Tekno müziği etrafa yayılmaktadır. Yaşlı adam hariç herkes duymakta ve adama bakmaktadır. Firuze yaşlı adamın sırtına hafifçe vurur ve adam birden korkar. Pantolon cebini işaret ederek cep telefonunun çaldığını anlatmaya çalışır. Adam gülümseyerek telefonunu çıkartır ve kulağına götürür, fakat sesleri eskisi gibi iyi duyamadığından yüksek sesle konuşmaktadır. Bankada sırada olan diğer emekliler gülmeye başlar. Firuze adamın konuşması bitince onunla dalga geçer. ‘’ Elinde bastonun, kulağın sağır fakat cangıl cungul müzik ayarladığın bir telefonla geziyorsun.’’ der. Firuzenin de işi bitmiştir ve parasını aldığı gibi kızının evine gider. Firuze, kızı, damadı ve iki erkek torunu ile yaşamaktadır.
Hande de oğlu ile yaşamaktadır. Oğlunu bir türlü evlendirememiştir. Fazla görmezler birbirlerini. Oğlunun yemeğini yapar, evin işlerini halleder ve sevdiği arkadaşı Bilgi’nin evinde diğer arkadaşlarıyla buluşur, bu hemen hemen her gün geleneksel bir hale gelmiştir.
Nejla tek başına oturan bir kadındır. İleri yaşta ve yalnız olduğu için oturduğu binada onu arada bir komşuları yoklamaktadır. Nejla da Bilgi’yi sever ve ona çok sık gider.
Bilgi yine her zamanki aşırı titizliği ile elinde bezi ile eline ne geçerse silmektedir. Arkadaşları öğleden sonra ona gelecektir. Sevinçlidir, onları eve toplamasının bir sebebi de ev sahibidir. Bilgi, evin kirasını geciktirmiştir. Kira olarak vermesi gereken parayı harcamış ve ev sahibine görünmekten kaçmaktadır. Arkadaşlarından manevi destek ister. Bilgi gelen arkadaşlarını tek tek hal hatır sorarak ağırlar.
Hande oğlunun yemeğini yapmış ve Bilge’ye doğru gitmek için minübüse binmiştir. Bir genç ona yer vermiştir. O gence dakikalarca teşekkür eder, onu över fakat çantasından cüzdanının çalındığını anlamaz. Genç cüzdanı çalmakla Hande’nin o günkü harçlığını da götürmüştür. Hande bunu sonradan Bilgi’nin evinde fark etmiştir ve Hande ağlarken ötekiler gülmeye başlamıştır onun haline. Nejla da artık gelmiş ve içeri girmiştir. Bu biraz ajan filmlerindeki gibi olur. Onu içeri alan arkadaşı Bilgi, kapıdan dışarı doğru bir sağa bir sola bakar, ‘’ Ya ev sahibi ile karşılaşırsam! ‘’ paranoyası başlamıştır. Sadece Firuze henüz gelmemiştir, o da emekli maaşını alıp kızına teslim ettikten sonra gelecektir. Bilgi onu telefonla aramak ister. Firuze yatağına uzanmıştır yorgunluktan, öğlen saatleridir. Firuze gözlerini açar ve kızı ile damadının münakaşa ettiklerini duyar. Kavga sebebi ise Firuze’nin emekli maaşıdır. Damadı onun emekli maaşının içinden fazla harçlık almasına karşıdır. Buna kulak misafiri olan Firuze çok üzülmüştür ve eşyalarını yanına alıp evden gitmek ister. Dolabın üzerindeki küçük bavula uzanırken damadının saklamış olduğu silahı bulur. Uzun uzun düşünmeden onu inceler ve içini kaplamış üzüntü ile yerine koymuştur tekrar. Bilgi arar o sırada. Firuze, gelemeceğini ve kendini öldürmeye karar verdiğini söyler. Her zaman güçlü olan yaşlı kadın bitkindir. Bilgi ona telefonda bağırır, ‘’ Poponu kaldır ve derhal buraya gel, yemekler soğumak üzere.’’ der. İntiharın da çok iğrenç bir düşünce olduğunu belirtir. Kan ile yapılacak bir temizliğin en pis temizlik olduğunu söyler ona. Kısacası Firuze’nin intihar girişimi Bilgi’yi çok etkilememiş gibi davranmıştır, oldukça soğukkanlıdır. Aklına gelen tek şey kanlı duvarın nasıl temizleneceğidir ve bunu kendi kendine telefonu kapadıktan sonra mırıldanır. Firuze de Bilgi’ye gelmiştir sonunda. Bilgi onu da içeri gizli saklı alır, tek korkusu ev sahibine yakalanabilecek olmasıdır. Güzel bir akşam geçirirler birlikte ve Bilgi’nin aklına gelen başına gelir, ev sahibi bir yandan kapının zilini çalıp bir yandan da kapıyı tıklatır. Bu arada belirli belirsiz mırıldanmaları da duyulmaktadır. Bilgi ve arkadaşları sessiz kalırlar içerdeki ışıkları bile kapatmışlardır. Nejla’nın namaz vakti gelmiştir namaz kılmak için köşede kendine yer hazırlamıştır. Ev sahibi bir süre söylendikten sonra gitmiştir. Yaşlı kadınların sohbeti devam etmektedir. Hande, Nejla’yı sorar ve Bilgi onun yine namazda uyumuş olabileceğini söyler. Arkalarına baktıklarında Nejla’nın her zamanki gibi, yerde, namaz kılarken, secde pozisyonunda uyuyakaldığını görmüşlerdir. Zaman böyle geçer ve kendi aralarında Bilgi’nin kirası için bir çare bulmuşlardır. Her biri bir miktarda katkıda bulunup o ayın kirasını ev sahibine öderler.
Yaşlı ve akıllı ev sahibi hemen yumuşayıp şirinleşerek onlara çapkın gülücükler atmaya başlamış, ardından da Bilgi Hanım’a ne kadar değer verdiğini ve ona kira için her zaman alternatifler sunabileceğini söylemeye başlamıştır. Bilgi onu bir süre dinledikten sonra, ‘’ Karın ölürse haber ver, alternatifleri düşünelim.’’ diyerek kapıyı kapatır. Onu uğurladıktan sonra erkeklerin çapkınlıkta yaş sınırı olmadığını mırıldanarak arkasından ‘’ Bir ayağı çukurda, bastonlu çapkın kokoşka.’’ diyerek küfür de eder.

Bu ara Hande’nin de saflığı ve unutkanlığı onları eğlendirir. Her biri gün geçtikçe para konusunda daha da sıkıntıya girmektedir. Ani bir öneri ortaya atar Firuze. Banka soymayı teklif eder. Bir an masada sessizlik oluşur. Firuze şaka yaptığını söylemiştir. Hande yine bunamasının ve arkadaşının ne söylediğini anlamadığından ‘’ Ne soyunması?’’ diye lafa karışmıştır. Bir süre devam eden sessizliğin ardından dört yaşlı arkadaş şaka olan bu teklifi cazip bulup banka soygunu yapmaya karar verirler.
Bir gün, başlarında şapka ve yüzleri kapalı olarak bankaya girerler. Gözleri de yarıya kadar örtlüdür. Aralarında tek sürücü ehliyeti olan Nejla’dır ve dışarıda eski bir arabanın içinde beklemektedir. Hande de kapıyı kollamaktadır. Firuze ile Bilgi de kasanın başına yaklaşmışlardır. Firuze damadının silahı ile kasadaki adamı tehdit eder. Silahı etraftakilere pek göstermemeye çalışır fakat kasadaki adam onun gerçek olduğu anlamıştır. Kendilerini kamufle ettiklerinden dolayı yaşlı oldukları anlaşılmasa da Bilgi’nin maskesi bir anda aşağı düşüverir ve mavi gözleri ve çizgilerle dolu yüzü ile yaşlı olduğu da ortaya çıkıverir. Firuze ona maskesini düşürdüğü için kızar. Kasadaki adam ne kadar para varsa getirir ve çantaya koyar. Yaşlı kadınlar telaş içinde oradan ayrılırken kasadaki adam da arkalarından şaşkın bir şekilde bakakalır ve telefona sarılıp polisi arayabilir en sonunda. Yaşlı kadınlar arabaya biner fakat araba ilerlemez, Nejla yine uykuya dalmıştır. Omuzuna vurarak onu uyandırarak oradan kaçarlar. Bir geri bir ileri araba zorlanarak ordan kalkar. Araba şehir dışı bir yerde bırakılır ve bagajı açılır. Bagajda arabanın sahibi yatmaktadır, kadınlar onu da silahla tehdit etmişler ve bağlayarak oraya sokmuşlardır. Onu yine bağlı bırakarak oradan kaçarlar.
Yeni bir hayat başlamıştır onlar için. Bilgi, evinin 1 senelik kirasını ödemiş, Firuze artık taşınacağını belirtmiş, torunlarına dünya kadar hediyeler almış, Hande ise oğluna bir müddet tatile gideceğini söylemiş ve Nejla da komşularıyla vedalaşıp, arkadaşıyla yaşayacagını söylemiştir. Hepsi bir anda ortadan kaybolup soluğu Bodrum’da alırlar. Ilk ucak yolculuguda onlara macera verir. Bilgi korkusundan Cocpite alinir ve gidecekleri yere kadar Kaptan Pilotun basini agriti ona karisir. Daha önce hiç yaşamadıkları kadar heyecanlı bir yaz tatiline gelmişlerdir. Çılgınlıklar başlar. Polis de aynı zamanda soyguncuları aramaktadır. İlk tatil gecesi çok eğlenceli geçer. Kaldıkları otelin düzenlediği animasyonda yarı çıplak güzel vücutlu gençler dans etmektedir. İçlerinden birisi Firuze’nin omuzuna poposunu sürterek dans gösterisini devam ettirir. Nejla gözlerini elleriyle kapatır, utanır ve parmak arasından bakmaya devam eder. Her yerde haberlerde bu ilginç Banka Soygunu konuşulur. Daha kimse onların tatilde olduğunun ve yaptıkları çılgınlıkların farkında değildir. Arada sırada pişmanlık duysalar da çabucak unuturlar. Bodrum geceleri onlar için tekrardan dünyaya gelmiş olmak kadar güzeldir.
Fazla sıcaklardan rahatsız olan Nejla bir gün bir anda hastalanır ve hastaneye yetiştirilir. Büyük bir çaba harcar doktorlar. Arkadaşları onun başından ayrılmazlar ve o iyileşinceye kadar yanında kalırlar. Büyük korku atlatmışlardır. Hastanede ödeme yaparlarken başka bir yaşlı kadın görürler. Kadın hastane masrafını ödeyemediği için gizli gizli ve çaresizce ağlamaktadır bir köşede. Dört arkadaş onun da masrafını üstlenir ve oradan ayrılırlar. Yaşlı kadınlar soyguna artık alışık olduklarından, girdikleri pastaneden de satıcının arkası dönükken tezgahdaki kuru pastaları yürütürler. Onları küçük bir çocuk görmüş ve çok şaşırmıştır. Bilgi pastaneden çıkarken küçük çocuğu ‘’ Birisine bir şey söylersen kasapta seni sünnet ettiririz.’’ diye tehdit eder. Çocuk hâlâ şaşkın şaşkın bakmaktadır, tezgâha geri gelen satıcı ise çocuğa ne çaldığını sorar. Çocuk, yaşlı kadınların hırsızlık yaptığını söyleyince fena azar işitir.
Otelde bir kısmet de çıkmıştır Bilgi’ye. Yaşlı adamın biri akşam yemeğinde uzaktan devamlı kadeh kaldırır ve Bilgi’ye gülümseyerek nazik baş hareketiyle selam yollar. Bu konu diğerleri için bulunmaz bir dalga geçme fırsatı olmuştur. Adam içkiyi fazla kaçırmış ve bardan kalkar kalkmaz yere yığılmıştır. Adamın öldüğü anlaşılır. Bilgi de kaderiyle dalga geçmeye başlar diğerleriyle birlikte. Böylece yaşlı kadınların etkinlikleri devam eder ve otelin hemen hemen her animasyonuna katkıda bulunurlar. Onları artık hiç bir kuvvet tutamaz. Dans etkinliklerinden şarkılı gecelere kadar hep ön planda olurlar. Nejla’nın uyuklamaları da gerekli ve gereksiz, uygun olan olmayan her yerde devam etmektedir. Hande bir gün alışverişte, kasada iken yine hafıza kaybına uğrar ve kasadaki satıcıyı azarlar, arkadaşları özür dileyerek onu dışarı çıkarırlar. Konu, satıcının Hande’den 200 Lira istemesidir. Hande kendisine satıcının ‘’ İki yüzlü’’ demiş olduğunu iddia etmektedir.
Bir gece, misafir sanatcı Ajda Pekkan sahne almıştır otelde.Herkes onun şarkılarıyla dans ederken dört yaşlı kafadar arkadaş onu eleştirmektedirler. Konu Ajda’nın genç kalmasının sebebi ve estetik ameliyatlarıdır. Masaları sahneye yakın olduğundan sanatçı da kendisini eleştirdiklerini hisseder ve onları tek tek hareketli bir şarkısında sahneye çeker. Güzel ve mahcup bir show başlar.
Yine bir gün eğlenceler ve maceralar devam ederken, haberlerdeki konuya dayanarak oteldeki misafirlerden biri bunları tanıyarak takip etmiş ve odalarına giderlerken o da arkalarından gitmiştir.. Kapıyı müsait bir zamanda çalar. Acilen konuşmak istediğini söyler.( Burda misafir sanatçı olarak OKAN BAYÜLGEN i düşündüm). Kadınlar onu içeri alırlar ve adam niyetinin bozuk olduğunu yavaş yavaş anlamışlardır. Konuşa konuşa onu balkona çıkarmışlardır. Kadınlar hafif paniktedir ve içerde aralarında konuşurlar. Onlar konuşurken balkonun kenarında oturan adam dengesini kaybederek aşağıya düşüvermiştir. Yaşlı kadınlar son anda onu düşerken görmüş ve öylecede kalakalmışlardır. Adam şans eseri hâlâ yaşamakta ise de her tarafı kırılmış ve alçıya alınmış durumda iken bile polise bildiklerini anlatmıştır. Kadınlar tutuklanarak İstanbul’a getirilirler. Artık bütün iş, bankada kasada görevli olan adama kalmıştır. Aynalı camın arkasında bir kaç yaşlı kadın gösterilir ona . Adam, bankayı soyan kadınların daha genç olduğunu ve bu gördüğü kişiler arasında onların olmadığını söyler. Birkaç sorudan sonra hepsi serbest bırakılır. Polis yine de kuşku içinde kalmış olsa da delil yetersizliğinden dolayı bir şey yapamaz.
Dört arkadaş yine uzaklarda,güzel bir yerde kahveleri içmektedirler. Sohbet hoşdur , keyiflidir. Kamera uzaklaşır ve aynı masada onlarla birlikte oturan ve onları ele vermeyen bankadaki adamı görüntüler. Firuze ona hâlâ neden kendilerini ele vermediğini sorar. Adam ise onları çalıstırmak ve parayı geri ödetmek istediğini söyler. Hepsi şaşırır ve o yaşta nerde çalısacaklarını sorarlar. ‘’ Bankada mı? ‘’ diye espri yapmayı da ihmal etmezler. Nejla’nın bankada uyuyarak çalışabileceğini söyleyerek arkadaşlarıyla da dalga geçerler. Bankadaki adam onları uzun uzun dinledikten sonra kendisinin orada çalışan bir eleman olmadığını ve bankanın sahibi oldugunu anlatır. Bir an sessizlik olur. Hande yine konuyu anlamaz ve bunakça bir cevap verir. Adam onların hayat hikâyesini ve yaşanan banka soygununu kitap yazarak değerlendirmek istediğini söyler, böylece kitabın gelirinden de bir kuruş alamayacaklarını anlatır. Bilgi karşı gelir, tam haksızlık olduğunu söylerken adam gülerek ,başka seçeneklerı olmadığını anlatır. Bilgi susar. Nejla okuma yazması olmadığını söyler. Bankacı inanmaz ve ‘’ Hatırladığıma göre tek ehliyetli sensin.’’ der ve böylece Nejla’nın kaytarma planı suya düşer. Adam 4 kalem ve 4 defteri çantasından çıkarır ve masaya koyar. Ayrıca masaya bol bol vitamin hapları da koyarak espri yapar. Kitap yazmak için uzun yaşamalarını istediği için bu haplara ihtiyaçları olacağını söyler. Asık suratla dört arkadaş birbirine bakar. Nejla uyumuştur yine ve Bilgi muzipçe, ‘’ Hapların hepsini Nejla’ya içirelim.’’ der ve gülmeye başlarlar. Adam onlara ‘’ Haydi, ben denize gireceğim, size kolay gelsin.’’ diyerek oradan ayrılır. Denize doğru keyifli, kendinden emin bir şekilde yürürken bir ara arkasına baktığında, kadınların ona sinirli bir şekilde baktığını görür ve sırıtır. ‘’Umarım başka pis bir planınız yoktur bana karşı hanımlar.’’ der. Yaşlı kadınların kötü bakışları birden daha da sadistleşmiştir. Akıllarından yine hain bir plan geçmektedir. Saftirik olan, diğerlerinin gülüşmelerine dayanarak onlara, ‘’Ne düşünüyorsanız çok çabuk aklınızdan çıkarın.’’ der. Hepsi kahkahalarla gülmeye başlar. Onları duyan Bankacı denize bir türlü giremez, aklı yaşlı kadınlarda kalmıştır ve bu defa gerçekten tedirgindir bakışları. Kadınlar ona doğru bakıp tatlı tebessümleriyle el sallayarak bu tedirginliğini yine bir gülümsemeye çevirmeyi becermişlerdir.

Senaryo - Hikâye: Lale Selen / Düzenleme: Müşerref Özdaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder